-
1 ظل
Iظَلَّ1. artmak2. artakalmakAnlamı: geriye kalmak, elde kalmak, artmakIIظِلّgölgeAnlamı: ışıklı yerde oluşan karanlık -
2 فيء
-
3 كنف
Iكَنَف1. gölgeAnlamı: ışıklı yerde oluşan karanlık2. göğüs3. koyunAnlamı: (yatmakta iken) kollar arası, kucak4. kucak5. döşAnlamı: göğüs, bağır6. bağırAnlamı: göğüsIIكَنَفَ1. doyurmakAnlamı: geçindirmek, yaşamasını sağlamak2. geçindirmekAnlamı: geçinmesini sağlamak3. arkalamakAnlamı: arkasına almak, desteklemek, yardım etmek
См. также в других словарях:
gölge — is. 1) Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur? H. E. Adıvar 2) Güneş ışınlarından korunacak yer Sakın kesme, gölgesinde yorgun… … Çağatay Osmanlı Sözlük